Ovacık köyü, Sivas ili Divriği ilçesi Sincan nahiyesine bağlı bulunmaktadır. Kesin olmamakla beraber 1571 yılında Horasan'dan göç edenlerce kurulduğu bilinmektedir. İlk olarak eski köy adı velin yerleşim yerine kurulan köy, daha sonra günün şartlarına ve ihtiyaçlarına uygun olarak şimdiki yerleşim yerine taşınmıştır. O dönemde köyün ileri gelen aile büyükleri köyün yerleşim alanını Divriği eşrafından Köse Paşa'dan satın almışlardır. Köyümüz; kandil baba, sireyil dede, arpa beli, şar gediği, pir köçek, kuruca göl, purbaşı, oluklu, dedem düşeği ve kuş oturağı adları ile anılan tepeciklerin arasında yer alan küçük bir ovadan oluşmaktadır.
Divriği ilçesinin, Zara ilçesi ile sınır köyü olup, Divriği ilçesine 38 km. Sincan nahiyesine 7 km. uzaklıkta bulunmaktadır. Güneydoğusunda Karakale köyü, güneyinde Diktaş köyü,batısında Susuzlar köyüne bağlı İlice ve Tıroğlar mezraları, doğusunda Erikli köyü ve Kozlu mezrası, kuzeyinde ise Zara ilçesine bağlı yerleşim alanları bulunmaktadır. Ulaşım karayolu ile yapılmakta olup ana yola Karakale köyü içinden geçmekte olan bir yol ve Diktaş köyü içinden Sincan nahiyesine bağlanan bir diğer yol ile sağlanmaktadır.
İlk dönemlerde coğrafi yapının elverdiği alanlarda tarım yapılmış ve bunun yanında hayvancılık geçim kaynaklarının başında yer almıştır. Bu nedenle köy dışında hayvancılığa elverişli olan alanlar tek tek veya birkaç aile birleşerek Gala güneyi, Geban ağılı, Karaguz, Orta ağıl, Çortun'un başı, Elma ağılı, Alağ, Yelli yurt, Üzümlük, Sarı tahta, Purbaşı, Killik, Kehan ağılı, Pancar ağılı,Eski ağıl, İncenin yurdu, Otuz mutluk, Himmet ölen, Çağıllı ve Ürüngü gibi yerler yayla yerleri olarak kurulmuş ve bu alanlarda keçi başta olmak üzere çeşitli hayvancılık yapılmıştır. Köylü işlediği tarım ve hayvancılık ürünleri yanında ormandan elde ettiği odun ve odun kömürünü ilçeye götürüp satarak ek gelir elde etmiştir. Daha sonra Divriği maden işletmelerinin açılması ile köyümüz halkının kaderi değişmeye başlamıştır. İlk başta yeterli tarım alanı ve hayvanı olmayan ailelerin ilgi duyduğu çalışma alanı giderek yaygınlaşmış ve köyümüz halkının büyük çoğunluğu buradan emekli olma hakkını elde etmiştir. Bu arada İstanbul ağırlıklı olmak üzere göç başlamış ticaret ve memuriyet alanlarında yoğunlaşarak kent yaşamını başlatmışlardır. Bu nedenle tarım ve hayvancılık giderek azalmış ve daha sonraki yıllarda yaşanan yoğun göç ile tamamen yok olmuştur.
Köyümüzün eğitim seviyesi ülke geneline oranla üst seviyede olup 1928 yılında köylü tarafından imece usulü ile inşa edilen okulda kız erkek ayırımı yapılmaksızın okul çağı gelen çocuklar okula gönderilmiştir. Daha sonra devletin katkıları ile yapılan yeni okul binası hizmete girmiştir.Okumaya verilen önem sonucunda köyümüzden o dönemde çok sayıda öğretmen yetişmiş ve daha sonraki yıllarda çeşitli meslek alanlarında olmak üzere yüksek okul mezunu insanlar yetişmiştir.
Şu anda köyümüzde biri eski olmak üzere iki adet mezarlık bulunmaktadır. Eski mezarlık köyümüz kurulduğundan beri kullanılmakta olup artık ihtiyaçlara cevap veremeyince yeni bir alan köy mezarlığı olarak hizmete açılmıştır. Köyün içme suyu ve sulama suyu kendi arazisinden doğan su kaynakları ile sağlanmakta ve 1965 yılında köy imece usulü ile köyümüzün çeşitli yerlerine içme suyu sağlayan çeşmeler yapılmış ve daha sonraki yıllarda evlere şebeke sistemi ile içme suyu verilmiştir.
Köyümüz insanı kent yaşamının getirdiği zorlukları ve ayrışmaları aşmak amacı ile örgütlü olmanın bilincine uzun yılar önce varmış ve ülkemizde kurulan köy derneklerinin başında yer alarak 1964 yılında istanbul'da bulunan köylülerimiz ovacık köyü yardımlaşma derneğini kurmuşlardır. Dernek aracılığı ile köye çeşitli hizmetler götürülmüş ve istanbul'da bulunan köylülerin biribirleri ile ilişkilerinin gelişmesine çeşitli ihyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmuşlardır. Ayrıca köyde bulunan insanlarımız 1973 yılnda köy kooperatifini kurarak çeşitli bakkaliye ihtiyaçlarını karşılamış ve kooperatife traktör alınarak köylünün tarım işleri ve ulaşım ihtiyaçlarına hizmet edilmiştir.
Köyümüzün Altyapısı:
Ekonomisi: Tarıma dayalı ekonomiye sahiptir. Buğday, arpa, nohut, mercimek, ayçiçeği ekilir. Eskiden hayvan yemi için yulaf, fiğ, zeyrek de ekilirdi. Hayvancılık tamamen bitmek üzere; insanların ihtiyacı olduğu halde bakamayacakları için besleyemiyorlar. Bu yüzden artık köyümüzde manda, koyun, keçi, eşek, at, ördek, kaz göremiyoruz. Bazı evler kendi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla inek ve kümes hayvanı besliyor. Köy halkının yarısından fazlası tarlalarını ortakçılık sistemi ile ektiriyor. Köyde yaşayanların ekonomisini iyileştiren asıl sebep, birçok kişinin emekli maaşı almasıdır.
İklim: Kışları soğuk ve kar yağışlı, yazları kurak ve ılıktır. Su kaynaklarımız kısıtlıdır. Kışın yağış çok olursa yazın tam anlamıyla yararlanırız ancak eğer yazın havalar çok sıcak ve kurak giderse, su rezervini de dikkatli kullanmıyorsak o yaz muhakkak su sıkıntısı çekilir. Köyümüzün bitki örtüsü: Bir miktar mera otlak olarak kullanılır, dere kenarlarında çok az miktarda söğüt, kavak ve meyve ağacı vardır.